Anksiyeteye İyi Gelen Şeyler

Tıbbı tanım olarak anksiyete olarak anılan rahatsızlık toplum içinde daha çok kaygı bozukluğu olarak bilinmektedir. Anksiyete fiziksel bir rahatsızlıktan öte kişinin bilinç altı ve psikolojik durumuyla ilgilidir.
Tıbbı tanım olarak anksiyete olarak anılan rahatsızlık toplum içinde daha çok kaygı bozukluğu olarak bilinmektedir. Anksiyete fiziksel bir rahatsızlıktan öte kişinin bilinç altı ve psikolojik durumuyla ilgilidir.

Kişiler günlük yaşamın koşturmacası ve yoruculuğu içerisinde kimi zaman karşı karşıya kaldıkları süreç sebebiyle derin endişelere kapılabilir. Yaşam içerisinde kaygı duymak ve endişelenmek her ne kadar olağan kabul edilse de endişenin miktarında aşırılık söz konusu olması halinde tıbbi bir durum söz konusu olabilmektedir. 

Anksiyete bozukluğu kişilerin yaşam içerisinde herhangi bir konu üzerine yoğun ve sürekli devam eden bir endişe halinde olmaları ve rastlantı sonucu karşılaşılaşılabilen konulara karşı aşırı korku taşımaları durumu olarak ifade edilebilir.  

Bazı kişilerde başlangıç aşamasında panik atakla karakterize olarak ortaya çıkabildiği görülmüştür. Yaşanılan bu yoğun kaygı ve endişe hali kişinin günlük işleri ile yaşantısını engelleyebilir. Anksiyete temelde çocukluk zaman diliminde başlayarak kişinin gençlik ve yetişkinlik zamanlarında da devam edebilmektedir.  

Anksiyete Bozukluklarının Daha Sık Görüldüğü Kişiler Kimlerdir? 

Kaygı duygusunun temelde insanda karşılaşılan sorunlara karşı bireyi hazırlayarak baş edebilmesi için gerekli bir ortam hazırlayıcı gibi düşünülebilir. Yaşanılan stresli süreçlere beynin verdiği tepkilerin bütünü olarak da kaygı duygusu işaret edilebilir. 

Yapılan araştırmalar anksiyete bozukluklarının cinsiyetler arası kıyaslama yapılması halinde kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla rastlanıldığını göstermektedir.  

Çocukluk çağında kişilerin yaşadığı ihmal, travma ve istismar gibi olumsuz yaşantılar arttıkça anksiyete bozukluğu yaşama olasılıklarının da arttığı bilinmektedir. Ayrıca aile geçmişinde anksiyete rahatsızlıklarından bulunan kişilerin de yaşaması olası olarak kabul edilmektedir. Bu tür hastalıklarda henüz kanıtlanmamış olsa da genetik yatkınlığın bulunduğu ifade edilmektedir. 

Anksiyete Bozukluklarının Çeşitleri Nelerdir? 

Anksiyete bozukluğu denildiği zaman kişilerin aklına belli bir hastalık tipi gelse de anksiyete bozukluklarının çeşitleri bulunmaktadır. Anksiyete bozukluklarının çeşitlerine bakılacak olursa şöyle bir liste ortaya çıkacaktır, 

  • Genelleştirilmiş Anksiyete Bozuklukları, 
  • Panik Atak, 
  • Sosyal Anksiyete Bozukluğu, 
  • Belirli Fobiler, 
  • Agorofobi, 
  • Ayrılık Kaygısı, 
  • Seçici Dilsizlik olmak üzere birbirinden farklı birçok anksiyete bozuklukları vardır. 

Anksiyete Bozukluklarının Tedavi Yöntemleri 

Anksiyete bozukluklarının yaşanılan belirtilerini azaltmak için ve hastalığın kişinin günlük hayatına engel olmasının önüne geçmek için çeşitli yollar bulunmaktadır. Bu tip yoğun kaygılar yaşayan kişilerin öncelikli olarak bu konu da uzman bir kişiden destek almaları gerektiğini hatırlatma isteriz.  

Anksiyete bozukluklarının tedavi yöntemlerine bakıldığında şöyle bir liste oluşacaktır, 

  1. Psikoterapi: Kişilerin bir uzman psikolog eşliğinde psikolojik danışmanlık alarak yaşanılan kaygı durumlarının azaltılması için terapist ile beraber bir süreç geçirmesini kapsamaktadır. Geçirilen bu danışmanlık süreci sonucunda kişilerin duygu ve düşünme tarzlarının davranışlarını yoğunluklu olarak etkilediği ortaya çıkacaktır. Anksiyete bozukluklarının bilinç altına inilmesinde ve semptomlarının azaltılması konusunda oldukça etkili bir yöntemdir. 
  1. BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi): Bir uzman tarafından uygulanan bu yöntem ile kişiyi aşırı kaygı durumuna sürükleyen durumların ve yaşantıların zihinde nasıl olumlu hale getirebileceğine dair destek sağlanır. Kişi de kaygıyı ortaya çıkaran durumlarla baş etmenin yol ve yöntemleri keşfedilerek sahip olunan anksiyete belirtileri en aza indirilir. 
  1. İlaç Tedavisi: Anksiyete bozukluğu sebebiyle başvurulan uzmanlar kimi zaman kişilerin belirtilerini hafifletmek ve başlanılan terapi yöntemlerinin etkisini artırmak amacıyla ilaç tedavisi önerebilmektedir. Bu ilaçlara örnek verilmesi gerekirse anti-depresanlar ve yatıştırıcı ilaçlar bu guruba dahil edilebilir. İlaçların asıl hedefi uzman ile takip edilecek terapi yöntemlerinin işlevselliğini artırmaktır. İlaçlı tedaviye ancak başvurulan uzmanın önerisi ile başlanılmalıdır. Ve tedavi uzmanın yönergesi olmaksızın yarıda bırakılmamalıdır.